28 Mayıs 2008 Çarşamba

*Fatih'i Fatih yapan niyetinin buyuklugudur*

Hedefe ulasmak, once hayal etmekle baslar. Ideallerimize zihnimizde

planlamadan ve gereken iradeyi, calisma ve gayreti sergilemeden ulasamayiz.
Hedefe ulasma adina hayal etme elbette yeterli degildir. Hayaller gerekli
olan maddi ve manevi donanimla desteklenmezse hedefe ulasilmasi imkansizdir.
Istanbul fatihi, Fatih Sultan Mehmet daha cocuk yasta bu yola gonul koymus,
duygu ve dusunce dunyasini fetih hayalleriyle suslemis, oyunlarinda
Istanbul'u bir degil belki yuzlerce kere fethetmisti.

Fatih, Istanbul'u fetheden muzaffer bir kumandan olmasinin yaninda,
medresede kendisine ayri oda tahsis edilecek seviyede ilim ve ayni olcude
bir kalp ve ruh insaniydi. Bir diger ifadeyle o, madde ve manayi birbiri
icinde butunlestirip bunyesinde barindiran bir alperendi. Su tek ornek, onun
tevazu ve edebini gostermek icin yeter ve artar: Hocasi Aksemseddin'in
olsun, devrinin isik insanlarindan Molla Husrev ve Molla Gurani'nin olsun,
hocalarinin yaninda, bir talebenin hocasina karsi takinmasi gerekli tavri
takinir, saygili davranir ve edep icinde onlarin huzurlarinda otururdu.
Zaten bizim dunyamizdaki fetihler, hep boyle ruh, mana, edep ve aksiyon
insanlarinin elinde gerceklesmis ve insanliga armagan edilmislerdir.

* *

*O, hep buyuk dusunmustu*

Fatih, "ni'mel emir-ne guzel komutan" madalyasiyla sereflenirken niyetindeki
buyuklukle dogrudan dogruya Peygamber Efendimiz tarafindan taltif
edilmistir. O, bu mujdeye nail olabilmek icin Istanbul'un fethini daha cocuk
yaslarinda planliyordu. Hep buyuk dusunuyordu, buyuklerle beraber oluyor,
onlarla istisare ediyor ve yaptigi isin buyukluguyle kiyaslandiginda kucuk
denecek bir yasta buyuk isler basariyordu.

Fatih'in degeri, dikkat edilince anlasilabilecek bir mazhariyettir.
Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) Islam'in izzetini bayraklastiran, Bizans
ve Avrupa'nin ustune tirmanip cikan Fatih'i bizzat ve cok onceden
mujdelemistir. Fatih bu zamanda 21-22 yasinda bulunuyordu ki bu yaslar ayni
zamanda beserî arzularin baskisinin en cok hissedildigi bir doneme tevafuk
etmektedir. Zamanimizda bu yastaki cocuklar ya liseye ya da universiteye
gitmesine ragmen o, devletin basinda bulunan bir idarecidir. Bu cok buyuk
bir pâyedir ve Fatih bu pâyeyi, niyetinin saglamligiyla beraber, ruhunu
guzel kullanmak ve iradesinin hakkini vermek sûretiyle liyakatle
kazanmistir.

*Efendimiz Niye Fatih'i Ovuyor?*

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de bize gore 14, ona gore ise 7-8
asir evvel, "Istanbul'u fetheden emir, ne guzel emir, onu fetheden asker, ne
guzel askerdir!" buyuruyor. O ordunun icinde Aksemseddin de vardir. Onun da
muhakkak ki o buyuk sultanin Istanbul'u fethinde buyuk hizmetleri olmustur.
Ama Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) ovgusu Fatih'e olmustur.
Cunku Fatih'in kanatlari, altinda Aksemseddinler, Molla Guraniler gibi pek
cok ilim adami ve Allah dostu yetistirmeye musaittir. Nitekim o ilme ve ilim
adamlarina cok ehemmiyet vermis, onlari korumus, Istanbul'u butun dunyaya
ilim isiklari sacan bir merkez haline getirmisti.

Islam'in izzeti icin kendinden 7-8 asir evvel yasamis Zât'i (sallallahu
aleyhi ve sellem) kendisine rehber yapmis ve O'nun adiyla ayrica bir seref
kazanmis olan Fatih, Rumeli Hisari'ni yaptirirken, onun mimarisini, Nebinin
yuce adini hisara islemek icin, yukaridan bakildiginda Arapca "Muhammed"
yazilacak sekilde planlatarak, hisari o mubarek ad'a benzetmeye calismis ve
ruhuna isledigi Efendimiz'in yuce adini denizin kenarina da islemis ve
hayati boyunca milli-manevi degerlerini cok aziz tutmustur.

Simdi biz de ayni sorumluluk altinda bulunuyoruz. Bir muminin hedefi
Rabbimiz'in yuce adini ve Insanligin Iftihar Tablosu'nun (sallallahu aleyhi
ve sellem) nurlu mesajlarini gunesin dogup battigi her yere ulastirmaktir.
Bu yonuyle himmetler, cehdler ve azimler âli tutulmalidir. Cunku Allah, ote
âlemde muamele yaparken bu niyetimize gore bize muamele yapacaktir. Zira
mu'minin niyeti amelinden daha hayirlidir ve mu'minin niyetinin ufku cok
genis olmalidir.

Hiç yorum yok: